Brother Gamer TR © 2014. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Paylaşımlar

Team Fortress 2 Nedir?

    
   Team Fortress 2, iki rakip takım arasında geçer: Reliable Excavation & Demolition (RED) ve Builders League United (BLU); RED, bir yıkım şirketidir, BLU ise bir inşaat şirketidir, savaştıkları bölgeler iki takım için de büyük öneme sahiptir ve bu bölgeleri birbirlerinden yasal bir şekilde alamazlar, bu yüzden iki takım da dokuz farklı paralı asker satın alır ve bu bölgeleri birbirlerinden almaya çalışır. Oyuncular önce takımını seçer ve daha sonra bu dokuz karakterden birini seçer, her karakterin birbirine karşı üstünlükleri ve zayıflıkları vardır. Bu özellikler farklı Team Fortress oyunlarında değişime uğramıştır ama ana özellikleri değişmemiştir, her sınıfın bir ana silahı, bir ikincil silahı ve bir yakın dövüş silahı vardır. Oyun altı resmî harita ile yayımlanmıştır, sonradan gelen güncellemelerle Valve ve Team Fortress 2 Topluluğu tarafından yapılan haritalar da eklenip harita sayısı 70'in üzerine çıkmıştır. Oyuncular bir haritaya ilk kez girdiklerinde, bir tanıtım videosu oyuncuları harita hakkında bilgilendirmektedir. Savaş esnasında, "Administrator" (Ellen McLain seslendirmiştir) oyun içi olayları hoparlörler aracılığıyla duyurur. Sunuculardaki oyuncu limiti Xbox 360 ve PlayStation 3'te 16'dır, PC'de ise bu sayı 32'ye kadar çıkabilir.

Bir Efsane : Gta San Andreas

Carl Johnson adında birisi Liberty City Şehrinden Los Santos'a gelir.Gelme nedeni kardeşi Sweet ona annesinin öldüğünü söylemesidir.Carl Johnson(CJ) daha annesini kimin öldürdüğünü bilmez fakat taksi ile giderken bir polis onu durdurur ve polis arabasına alır.Bu polisin adı Tenpenny yanındaki sarı saçlı adam da Tenpenny'nin yardımcısı Pulaski.Arabada annesini Tenpenny'nin öldürdüğünü öğrenir fakat artık çok geçtir.Ara sıra Tenpenny'nin görevleri oluyor fakat sonuçta annemizi Tenpenny öldürdü.Her neyse,bir gün arkadaşı Cesar cj'i arar ve Ryder ve Big Smoke'un çeteye ihanet ettiğini gösterir.cj otoparkta çete savaşı olduğunu görür ve kardeşi yaralanmıştır.Gidip herkesi öldürür fakat polisler gelir.Tenpenny cj'i alır ve köye götürür.Kardeşi Sweet ise hapistedir.Sonra The Truth'un yardımı ile San Fierro'ya giderler.San Fierro'da bize ihanet eden Ryder ölür.San Fierro'da işi bitince Las Venturas'a geçerler.Bu sırada Tenpenny onu çağırır ve iş yaptırır.Fakat CJ Bu kez hiç niyetli değildir.Tenpenny kaçar fakat Pulaski kaçamaz.Pulaski CJ tarafından öldürülür.Sonra tekrar Los Santos'a döner.Fakat her şey çok değişmiştir.

Mario: Bir Efsane!

Ünlü video tasarımcısı Shigeru Miyamoto, Mario oyun serisinin başlangıcı saydığımız ana isimlerden biridir. Ünlü japon tasarımcısı Shigeru Miyamoto, Donkey Kong gibi daha bir çok seriye imzasını atmıştır.

Mario, Mantar Krallığında yaşamını sürdüren kısa boylu tatlı mı tatlı tonton mu tonton muslukçu amcamız, Bowser'i durdurmaya çalışmakla ömrü geçip gitmiş bir karakterdir. Kaplumbağa cinsi olan Browser'i durdurmaya çalışmasının tek sebebi ise Prenses Peach olsa gerek. Sarı saçlı o muazzam güzellikte olan bir prensesin kaçırılmasına kim olsa mani olmaya çalışır değil mi? Prenses Peach, tamamiyle hayal dünyasına ait olan bir ülkenin prensesidir.

Gran Turismo 5 - Prologue

Gran Turismo 5 Prologue

Bu oyunun tam sürümü için bkz Gran Turismo 5
Gran Turismo 5 Prologue
Gran Turismo 5 Prologue.jpg


Gran Turismo 5 Prologue (グランツーリスモ5プロローグ, Guran Tsūrisumo 5 Purorōgu ) bir olan PlayStation 3 açıklandı özel başlık E3 2007 . Bu kısa versiyon başlık bir öncü ve örnek oldu Gran Turismo 5 ve değiştirilmesi Gran Turismo HD Concept . "Önsöz" eki için bir öz-referans Gran Turismo 4 Prologue tam sürümü bir yıl önce serbest bırakıldıGran Turismo 4 . 
3 Ekim 2008 yılından bu yana, oyun şimdi olarak adlandırılır Gran Turismo 5 Prologue Spec III yazılımın sürüm 3.0 başlığı olan.  Piyasaya sunulduğundan bu yana, oyun dünya çapında 5.090.000 kopya sattı onu en yüksek ikinci satış PlayStation 3 yapmak Tüm zamanların özel başlık halefi tarafından dövüldüklerini Gran Turismo 5 . 

Outlast'a Devam : Outlast Whistleblower

"Lisa, bunu sadece senin için değil, çocuklarımızın sevgi dolu yürekleri ve ailemizin geleceği için yapacağım. İlk çocuğumuz doğduğunda senin yanındaydım. Şimdi insanoğlunun hayal bile edemeyeceği işlerin döndüğü bu lanet çukurdan kurtulmak için sürünüyorum. Kurtulmam gerekli. Hayatta kalmak bir hayal olsa bile ilerliyorum."
Outlast bizlere dünyanın en karanlık köşelerinde ne gibi kötülüklerin dönebileceği, insanlığın adını kirleten deneylerin ne boyutlara ulaşabileceğini en ince detaylarına kadar göstermişti. Miles Upshur'ın başına gelenler görünüşe göre sadece bıçağın iki yüzünden biriydi. İlk oyunda canımızı dişimize takarak kurtulmaya çalıştığımız Mount Massive Asylum'da biz kıvranırken diğer tarafta neler oluyordu?
Whistleblower ile Miles'ı akıl hastanesine araştırma için çağıran kişiye, Waylon Park adında bir yazılımcıya hayat veriyoruz. Murkoff firmasının yürüttüğü insan zihniyle oynayan deneylerin patlak vermeye başladığı zamanlarda Waylon işlerin ters gittiğini anlayıp, gazetecilere durumu bildiren bir mail hazırlıyor. Mail'ın alıcısı da tam tahmin ettiğiniz gibi Miles'ın ta kendisi. Bu durumda kendimizi ilk oyundan önce ve ilk oyun süresince devam eden bir kabusun içinde buluyoruz. Üstelik Mount Massive'in Waylon'ın gözünden görünen yüzü daha kanlı, bolca vahşetli ve hafızalardan kazınmayacak derecede dehşete düşürücü.
Whistleblower hikayeyi öyle güzel bağlıyor ki oyun boyunca ilk oyundan hatırlayacağınız sahnelerin görünmeyen yüzlerini, geride kalmış parçalarını, hatta Miles'ın ayrılışından hemen sonra yaşananları görme fırsatı buluyoruz. Köşe bucak saklanan hastalar, morfojenik makineye maruz kalmış insanlar ve çok daha kötüleri adeta sizin kokunuzu alıp gelmenizi bekliyorlar. Tüm hikaye Mount Massive'in görünmeyen bölgeleriyle de birleşince heyecanı oyun boyunca körüklüyor.

DC Universe Online Nedir?





      Dünya eğlence tarihine bakıldığında çizgi romanların teknoloji çağı öncesi ve sürecince çocuk veya büyük fark etmeksizin milyonlarca insanın keyifli vakit geçirmek için kullandığı popüler bir araç olduğu görülebilmektedir. Bu durum her ne kadar ülkemizde markalaşma ve şirketleşmeyi beraberinde getirmemiş olsa bile, Amerika’da uzun yıllardır yayınlarını farklı platformlarda sürdüren DC Comics, yıllar içerisinde sunduğu onlarca farklı çizgi roman ve bu yapımlarda bulunan yüzlerce farklı karakter ile literatüre “ Süper Kahraman “ kalıbını sokmuş durumdadır. Milyonlarca dolarlık bir sektörün içindeki çalışmalarını sürdüren firma, bilgisayar oyunları alanındaki gelişmeleri de fark ederek, kişilerin kendi süper kahramanlarını oluşturarak kendileri ile aynı zevki paylayan milyonlar ile karşılaşabileceği profesyonel bir çalışmaya imza atmış durumdadır. DC Universe Online, isminden de anlaşılabileceği gibi DC Comics’in yarattığı karakterleri ve bu karakterlerin içinde yaşadıkları baş şehirleri bünyesinde barındıran, bu sayede serinin takipçisi olsun veya olmasın tüm oyuncuları birden çok fantastik dünyanın içine sokarak diledikleri güçlere sahip bir süper kahraman olma yolunda ilerlemelerini sağlayabilmektedir. DC Universe Online, her ne kadar tema aldığı çizgi romanlar ile yalnızca küçük yaştaki kullanıcılara hitap eden bir yapıya sahip gibi düşünülse de durum bundan tamamı ile farklıdır.

Wolfteam Nedir Nasıl Oynanır?

Wolfteam

Wolfteam, çok oyunculu online istemci MMOFPS oyundur.Türkiye'de ve diğer bir çok ülkede oynanan Wolfteam kurt adamlar ve insanların savaşını konu alarak yapılmıştır. 15 Mart itibariyle Resmi Facebook sayfası 1.5 milyon beğeni sayısına erişmiştir.[1]Ve şuanda 19 milyon kayıtlı kullanıcısıyla Türkiye'nin en çok oynanan MMOFPS oyunudur.

Online oyunlar çoğu insanlar için vazgeçilmezdir bi oturunca başından kalkmayan hatta oyunun delisi olan insanlar bile vardır bunlar knight,metin2 ve wolfteam gibi online oynanabilen savaş ve strateji oyunlarıdır bu oyunlardan wolfteam senaryosunun nasıl olduğunu ve nasıl oynatıldığını kısaca bi özetleyelim        Devamı >>>


Görüntüler & Videolar





Batman Arkham City Nedir Nasıl Oynanır?

Batman: Arkham City, 18 Ekim 2011 yapımlı Rocksteady Studios tarafından geliştirilen Aksiyon Macera türünde Video oyunuDC Comics'in süper kahramanı Batman Arkham Asylum'un devamı niteliğinde bir oyun.OyunPlayStation 3Xbox 360 ve Microsoft Windows. İçin Warner Bros. Interactive Entertainment tarafından piyasaya sürüldü 2009 Spike Video Oyun Ödülleri sırasında resmen ilan edilmiş ve konsollar için piyasaya sürülmüştür. Oyun Kuzey Amerika'da 18 Kasım 2011 tarihinde piyasaya çıkmış Microsoft Windovs sürümü ise 22 Kasım 2011 tarihinde piyasaya sürülmüştür. A Wii U sürümü ise 2012 yılında çıkması planlanmıştır. oyunun diğer iOS yan ürünü Batman: Arkham City Lockdown NetherRealm Studios tarafından geliştirilip 7 Aralık 2011 tarihinde iPhone uygulaması için çıkartıldı.

Kardeş Kanallarımız

Kardeş kanallar bir sitenin tanımında önemli bir rol oynar çünkü onun reklamlarını yaparak reklam kazandırır buda ekonomik yönden siteye artı ekler.İki Kanalımız Var

DA GAMEİST >>> www.youtube.com/DaGameist18

KARDOLAR OYUNDA >>>www.youtube.com/channel/UCzYo2CsnzYRfTqvQJ8tNJWw

Buralardan Bizi Takip Abone Olabilirsiniz...                          << YAKINDA YENİ YOUTUBE KANALIMIZLA >>

Outlast Hakkında Bilgi









Dehşet verici bir hayatta kalma korku deneyimi "OUTLAST"


Colorado'nun kuş uçmaz kervan geçmez dağlarındaki Mount Massive Asylum'da dehşet kol geziyor. Eskiden akıl hastalarının yattığı bu yer kısa bir süre önce uluslar ötesi Murkoff Corporation'ın araştırma ve yardım şubesi tarafından yeniden açıldı ve çok gizli çalışmalar yürütülmeye başlandı... bugüne kadar.
İsimsiz bir kaynağın ihbarı üzerine bağımsız gazeteci Miles Upshur tesise giriyor ve bilimin, dinin, doğanın ve adı konulamayan bir şeyin sınırlarında gezinen korkutucu bir gerçeği keşfediyor. İçeri girdikten sonra tek kaçış umudu Mount Massive'in kalbindeki korkunç gerçekte yatıyor.
Outlast, en korkunç canavarların insan zihninden çıktığını kanıtlayan gerçek bir hayatta kalma korku deneyimi. Hazır mısınız?
UYARI: Yetişkinlere yönelik içerik barındırır. Yalnızca 18 yaş ve üzeri kullanıcılar için uygundur.
OUTLAST NEREDEN ESİNLENİLMİŞTİR?

Waverly Hills Sanatorium isimli bir akıl hastanesi, Mount Massive Asylum’a oldukça benziyor. Waverly Hills Sanatorium isimli bu akıl hastanesinde ise 1990′lı yıllarda neredeyse 64.000 akıl hastası ölmüştür ve bu ölümlerin nedeni bugünlere kadar bulunamamıştır. Outlast’in gerçek dünyadaki benzerlikleri sadece Waverly Hills Sanatorium da değil. Türkçe’ye Mezar Buluşmaları olarak çevirilen 2 filmden oluşan bir seri de Outlast’in geçtiği mekanlara oldukça benzemektedir. Ayrıca işin can alıcı noktası ise Mezar Buluşmaları 1, gerçek olaylardan esinlenerek çekilmiştir…



















Outlast oyunu gerçek hikayelerden mi uyarlandı?

Waverly Hills Sanatorium ve Mezar Buluşmaları… Tesadüf mü?

Bir çok oyuncu korkutmayı başarabilen, Red Barrels tarafından geliştirilen ve dağıtılan Outlast oyununu hepimiz biliyoruz sanırım. Fakat bu oyun hakkında herkesin bilmediği bir şeyi sizlere anlatacağız bugün. Acaba Outlast gerçek olabilir mi?
outlast-1
Bildiğiniz gibi Outlast’te bir araştırmacı olan Miles Upshur’ı kontrol ediyorduk. Karakterimize gelen bazı bilgiler sonucunda Miles Upshur, Mount Massive Asylum’a gitmeye karar veriyordu. Mount Massive Asylum ise Murkoff Corporation tarafından satın alınan Lake County, Colorado’da bulunan bir akıl hastanesiydi.


Peki Outlast’in geçtiği bu akıl hastanesi sizce bir kurgu mu? Bizce değil çünkü Waverly Hills Sanatorium isimli bir akıl hastanesi, Mount Massive Asylum’a oldukça benziyor. Waverly Hills Sanatorium isimli bu akıl hastanesinde ise 1990′lı yıllarda neredeyse 64.000 akıl hastası ölmüştür ve bu ölümlerin nedeni bugünlere kadar bulunamamıştır. Outlast’in gerçek dünyadaki benzerlikleri sadece Waverly Hills Sanatorium da değil. Türkçe’ye Mezar Buluşmaları olarak çevirilen 2 filmden oluşan bir seri de Outlast’in geçtiği mekanlara oldukça benzemektedir. Ayrıca işin can alıcı noktası iseMezar Buluşmaları 1, gerçek olaylardan esinlenerek çekilmiştir...
SSdlc01
Outlast’in sizce bu kadar gerçek öğeyi içerisinde bulundurması tesadüf mü? Ayrıca Red Barrelsneden bu tür önemli bilgileri oyunculardan sakladı? Umarız yakında öğreniriz.




ALTINIZA KAÇIRMAYA HAZIR MISINIZ?
Eğer ki cevabınız “Evet” ise, Outlast sizlere diken üstünde soğuk terler dökeceğiniz dolu dolu bir 4 saat vadediyor! Yok yok! Bu girizgâh yeterince iddialı olmadı! Şöyle söyleyeyim : Amnesia’dan bu yana yapılmış en ürkütücü maceraya çıkmaya hazırsanız; Outlast siz korku severler için neredeyse alternatifi bulunmayan bir dehşet karnavalı sunuyor! Eh… Şimdi oldu sanırım…
Outlast, tıpkı Amnesia serisinin yeni halkası olan A Machine for Pigs gibi, yollarını uzunca bir süredir gözlediğimiz, acılı kaşıntılarımızdan biriydi. Zaman aktı, proje şekillenmeye başladı ve oyunun şekillenmeye başlayan sureti bizleri iyiden iyiye meraklandırdı. Lakin oyunun son trailerının da internet ortamlarına zıplamasının ardından, Outlast’ın her baba yiğidin kalp ritmine göre bir oyun olmadığını da anlamaya başladık!
Derken, her tatlı bekleyiş gibi, Outlast’ı bekleme sürecimiz de sona erdi. Saatler gece yarısını vurmadan hemen önce, büyük bir heyecanla oyunu yükledik. Işıkları kapadık ve kamerayı hazırlayarak bizi bekleten musibetin kucağına doğru karanlıkta yol almaya başladık!
Outlast, indie oyun furyasının, iyide iyiye hız kazandığı böyle bir dönemde karşımıza çıktı çok şükür. Tamam, primitif işleyişe sahip, aklımızı kaşıyan bağımsız oyunların yeri her zaman ayrı kalacak orası kesin ama Outlast ile birlikte, bağımsız oyunların da nicel anlamda ne kadar kaliteli olabileceğini bir kere daha kanlı canlı bir biçimde deneyimlemiş oluyoruz.
Malumunuz Outlast, korku severler tarafından uzunca bir zamandır beklenen bir projeydi. Öncülüğünü Amnesia’nın yaptığı (ki bir adım gerisinde her ne kadar tam bağımsız bir yapım olmasa da Cryostasis’i bu halkanın içine alabiliriz) oyuncunun kendini savunma şansından mahrum olduğu, ard arda panik ataklar geçirdiği ve bir umacının ağına düştüğü anda da kestirmeden tahtalı köyü boyladığı bu yönelim; Outlast ile birlikte çıtasını biraz daha yükseltmiş anlaşılan. Kasvetli mekânların burnunuzun dibine dayadığı bitmek bilmez bir tehdit, üzerinize üzerinize gelen duvarlar, gölgelerin ardına gizlenmiş ve etinizden et kopartmaya ant içmiş mahlukatlar! Türün bileşenlerinin tamamını Outlast’te bulabilmeniz mümkün!
EL KAMERAM, BEN VE UCUBELERİM..
Oyunda Miles Upshur adında bir gazeteciyi kontrol ediyoruz. Bu türün vaz geçilmezi olan pek çok “meraklı karakter” gibi o da kendisine araştırmak için envai çeşit mahlukatın cirit attığı bir akıl hastanesini seçiyor. Fakat karşılaştığı hiçbir terslik, onun titreye titreye de olsa gölgelerin içine dalmasına engel olmuyor.
Tabi Upshur’un bedenine hapsolmuş olmamızın başka dezavantajları da var. Mesleğimiz gazetecilik olduğu için, oyunun ilerleyen dakikalarında, elinde ne var ne yok düşmana kafa göz girişen tipik bir survival horror kahramanına falan dönüşmüyoruz. Kendimizi savunmaktan aciz olduğumuzdan dolayı, dara düştüğümüzde genellikle iki seçeneğimiz bulunuyor önümüzde. Ya bulduğumuz ilk noktaya saklanma ya da erkekliğimizi çöpe atarak topuklama seçeneklerine sahibiz. Tabi yaratıklarla oynadığımız bu abuk saklambaç oyununda, zaman zaman sobelenmemiz de kaçınılmaz oluyor!
Oyun boyunca herhangi bir silah kullanmıyoruz ve hayatımız da büyük oranda elimizde tuttuğumuz kameraya bağlı. Özellikle zifiri karanlık mekânlarda kameramızın gece görüşünü açmadan ilerleyebilmemiz pek de mümkün değil! Dolayısıyla diğer survival horror oyunlarının aksine, burada cephane değil, yedek pil peşinde koşturuyorsunuz. Kameranızın değerini en çok, onu kaybettiğinizde anlıyorsunuz zaten. Oyunun en gerilimli anlarıysa, bir yandan tabanları yağlarken diğer yandan kameranızın bataryasını değiştirmek zorunda kaldığınızda geliveriyor.
Outlast, oldukça sert başlayan bir oyun. Hiçbir dolambaca girmeden hikâyeye balıklama atlıyor ve Upshur’u devasa akıl hastanesinin koridorlarına mıhlıyor. Genellikle tahmin edilebilir korkutma hamlelerine sırtını dayasa da, uyguladığı metotlar neredeyse her seferinde sizi yerinizden zıplatmaya yetiyor. Tıpkı Amnesia, Nosferatu : Wrath Of Malachi, Call Of Cthulhu: Dark Corners Of The Earth ya da Undying gibi türün kilit oyunlarından aşina olduğumuz gibi; açmaya yeltendiğimiz her kapının ardı, her kirişin gölgesi, potansiyel bir düşman yuvası kıvamında! Bu bakımdan, Outlast aslında oyuncuya istediklerini ve beklediklerini sunduğu için pek orijinal değil ama bu fikirleri olabilecek en dolambaçsız biçimde oyuncuya sunduğu için her halükarda korkutma işlevini yerine getiren bir oyun. Tabi piyasadaki pek çok emsaline göre, grafik şiddet içeriği konusunda da oldukça cömert davranmış yaratıcı ekip. Zaman zaman found footage kıvamında bir istismar filminin içindeymiş gibi hissediyorsunuz kendinizi.
Sadece survival horror anlayışınızı değil genel anlamda FPS anlayışınızdaki değişimin üzerine birkaç kat sıva çekiyor Outlast. Fakat her ne kadar konsept olarak birbirlerine benzeseler de, Amnesia ile Outlast arasında önemli bir fark var. Amnesia’daki neredeyse varoluşsal yalnızlık, karanlık mekanlarda yakamızı bir türlü bırakmayan o tekinsizlik hissi ve yaratıklardan koşarak kaçamama sıkıntısı, Outlast’ta yok! Bu açıdan Outlast’in daha dinamik bir oynanışa sahip ve adrenalin kaynağının; hilkat garibeleriyle giriştiğimiz kedi fare kovalamacasına dayanıyor.
BİR ŞEYLER BULDUM SANKİ?
Malum, korku – gerilim sinemasında önü alınamayan “mockumentary” çılgınlığının hakimiyeti ufaktan kabak tadı vermeye başladı. Diğer taraftan found footage ögeleri ilk defa bir video oyunda bu kadar efektif bir biçimde kullanılıyor. Hatta bu mecranın, video oyunlara, vizyon filmlerinden daha çok yakıştığı acı bir gerçek!
Outlast’in bağımsız bir oyuna göre fazlasıyla detay barındırdığını söylemiştim. Çevre tasarımları ve aydınlatmalar gerçekten de yapım ekibinin, mevcut olanakları sonuna kadar zorladığını hissettiriyor. Canavar tasarımları her ne kadar, atmosferi kadar parlak gözükmese de (büyük ihtimalle emsal tasarımlar yüzünden kapıldığım göz aşinalığı yüzünden bu kadar acımasız bir yorum yapıyorum) Clive Barker ve Todd Mcfarlane gibi isimlerin çalıştığı ekiplerin elinde yoğrulmuş izlenimi veriyor.
Son tahlilde Outlast, korku severlerin beklentilerini sonuna kadar karşılayan bir oyun. PC başında sık sık kalp krizi geçirmenizi sağlayacak bir cevher. Kısa süresi ve hızla akıp giden hikayesiyle, kısa süreli de olsa, keskin bir adrenalin patlaması vadediyor. Bu keyifli sürüşün hemen ardından da korku severlere, arayı fazla soğutmadan Amnesia : A Machine For Pigs’i beklemek düşüyor… Bir saniye? Kim var orada?!
















Saints Row 4

Saints Row 4 İnceleme

GTA’dan sıkılanlara, daha eğlenceye yönelik bir açık dünya isteyenlere ilaç olan Saints Row’un dördüncü oyunuyla karşınızdayız bu sefer. İlk iki oyunuyla yeterli kaliteye ulaşamayan seri üçüncü oyunuyla büyük beğeni kazanmıştı. Geliştirici ekip de hemen ardından dördüncü oyunu yapmaya başladı ve iki sene sonra yeniden karşımıza çıktı.

Minecraft Nedir?


Minecraft, küplerle çeşitli tasarımlar yapmanızı sağlayan 2 ve 3 boyutlu oynanabilen bir oyundur. Programın ilk sürümleri Markus "Notch" Persson tarafından yazılmıştır ve Notch'un kurduğu Mojang şirketi çatısı altında geliştirilmektedir. Oyun; Dwarf Fortress, RollerCoaster Tycoon, Dungeon Keeper ve Infiniminer oyunlarından ilham alınarak geliştirilmiştir. Minecraft, 16 Mayıs 2009'da halka açık sürümden önce toplam 1 haftada yazılmış ve TIGSource forumlarında yayınlanmıştır. Ve oyun popülerliğini, dikkate değer ölçüde bu forumdan kazanmıştır. Oyun ilk sürümden beri güncellenmeye devam etmektedir. Son olarak yapımcı firma Mojang 1.8'in yakında geleceğini resmi Mojang Blog'unda duyurmuş ve oyunun 1.8 sürümünü 2 Eylül tarihinde yayınlamıştır. Oyun ile birlikte Mojang, daha sonra 2,5 milyar $'a Microsoft'a satılmıştır.

Oynanış -->
Moblar -->
Yemekler -->
Büyü ve İksir -->
Boyutlar-->
Minecraft Gelişme Yapısı-->
Bazı Modlar-->
İklimler (Biyomlar)-->
Görevler-->
Oyundaki Madenler -->

Abonelikler


Brother Gamers Tr © 2014. Tüm Hakları Saklıdır.